VE
Yehoşafatın bol serveti ve izzeti vardı; ve Ahabla hısım oldu.
2.
Ve bir kaç yıl sonra Samiriyeye Ahabın yanına indi. Ve Ahab onun için ve onunla
beraber olan kavm için pek çok koyun ve sığır boğazladı, ve onu Ramot-gileada
birlikte çıkmağa kandırdı.
3.
Ve İsrail kıralı Ahab Yahuda kıralı Yehoşafata dedi: Benimle Ramot-gileada
gider misin? Ve ona dedi: Beni kendin gibi say, ve kavmımı kavmın gibi say; ve
cenkte seninle beraber oluruz.
4.
Ve Yehoşafat İsrail kıralına dedi: Rica ederim, önce RABBİN sözünü sor.
5.
Ve İsrail kıralı peygamberleri, dört yüz kişiyi topladı, ve onlara dedi:
Ramot-gileada cenge gidelim mi, yoksa vazgeçeyim mi? Ve dediler: Çık; ve Allah
onu kıralın eline verecektir.
6.
Fakat Yehoşafat dedi: Bunlardan başka burada RABBİN bir peygamberi yok mu ki,
ondan soralım?
7.
Ve İsrail kıralı Yehoşafata dedi: Bir kişi daha var, onun vasıtası ile RABDEN
sorabiliriz; fakat ben ondan nefret ederim; çünkü benim hakkımda hiç bir zaman
iyilik haber vermez, daima kötülük haber verir; o İmlanın oğlu Mikayadır. Ve
Yehoşafat: Kıral böyle söylemesin, dedi.
8.
Ve İsrail kıralı bir harem ağası çağırıp dedi: Çabuk, İmlanın oğlu Mikayayı
getir.
9.
Ve İsrail kıralı ile Yahuda kıralı Yehoşafat, her biri kendi tahtı üzerinde,
kıral elbiselerini giyinmiş olarak oturdular, ve Samiriye kapısının girilecek
yerinde olan açıklıkta oturuyorlardı; ve bütün peygamberler onların önünde
peygamberlik ediyorlardı.
10.
Ve Kenaananın oğlu Tsedekiya kendine demir boynuzlar yapıp dedi: RAB şöyle
diyor: Suriyeliler bitinciye kadar onları bu boynuzlarla süseceksin.
11.
Ve bütün peygamberler böylece peygamberlik edip dediler: Ramot-gileada çık, ve
işin iyi gidecek; çünkü RAB onu kıralın eline verecektir.
12.
Ve Mikayayı çağırmak için giden ulak ona söyliyip dedi: İşte, peygamberler
kırala bir ağızdan iyilik söyliyorlar; rica ederim, senin sözün de onlardan
birinin sözü gibi olsun, ve iyilik söyle.
13.
Ve Mikaya dedi: Hay olan RABBİN hakkı için, Allahım bana ne derse, ben onu
söylerim.
14.
Ve kıralın yanına geldi, ve kıral ona dedi: Mikaya, cenk için Ramot-gileada
gidelim mi, yoksa vazgeçeyim mi? Ve ona dedi: Çıkın, ve işiniz iyi gidecektir;
ve onlar sizin elinize verilecektir.
15.
Ve kıral ona dedi: RABBİN ismile hakikatten başka bana bir şey söylemiyeceğine
sana kaç kere daha and ettireyim?
16.
Ve dedi: Bütün İsraili dağlar üzerinde çobanı olmıyan koyunlar gibi dağılmış
gördüm; ve RAB dedi: Bunların efendisi yok; herkes kendi evine selâmetle
dönsün.
17.
Ve İsrail kıralı, Yehoşafata dedi: Hakkımda iyilik değil, kötülük haber
verecektir, diye sana söylemedim mi?
18.
Ve Mikaya dedi: Öyle ise RABBİN sözünü dinleyin: RABBİ tahtı üzerinde
oturmakta, ve bütün gökler ordusunu sağında ve solunda durmakta gördüm.
19.
Ve RAB dedi: Ramot-gileada çıksın da düşsün diye Ahabı kim kandıracak? Ve kimi
böyle, kimi şöyle dedi.
20.
Ve bir ruh çıkıp RABBİN önünde durdu, ve dedi: Ben onu kandırırım. Ve RAB ona
dedi: Ne ile?
21.
Ve dedi: Ben çıkarım, ve bütün peygamberlerinin ağzında yalancı bir ruh olurum.
Ve dedi: Kandırırsın, hem de onunla başa çıkarsın; çık ve öyle yap.
22.
Ve şimdi, işte RAB senin bu peygamberlerinin ağzına yalancı bir ruh koymuştur;
ve RAB senin hakkında kötü olanı söylemiştir.
23. Ve Kenaananın oğlu
Tsedekiya yaklaştı, ve Mikayanın yanağına vurup dedi: RABBİN Ruhu seninle
söyleşmek için benden sana hangi yoldan geçti?
24.
Ve Mikaya dedi: İşte, gizlenmek için bir iç odaya gireceğin gün görürsün.
25.
Ve İsrail kıralı dedi: Mikayayı alın, ve onu şehrin reisi Amona, ve kıralın
oğlu Yoaşa geri götürün;
26.
ve diyin: Kıral şöyle diyor: Bunu hapishaneye atın, ve ben selâmetle dönünciye
kadar ona elem ekmeği yedirin, ve elem suyu içirin.
27.
Ve Mikaya dedi: Eğer sen selâmette dönecek olursan, RAB benim vasıtamla
söylememiştir. Ve dedi: Ey kavmlar, hepiniz işitin.
28.
Ve İsrail kıralı ile Yahuda kıralı Yehoşafat Ramot-gileada çıktılar.
29.
Ve İsrail kıralı, Yehoşafata dedi: Ben kılığımı değiştireceğim, ve cenge
gireceğim; fakat sen kendi esvabını giy. Ve İsrail kıralı kılığını değiştirdi;
ve cenge girdiler.
30.
Ve Suriye kıralı, arabalarının başbuğlarına: Ne küçükle ne büyükle, ancak
İsrail kıralı ile cenkedin, diye emretmişti.
31.
Ve vaki oldu ki, arabaların başbuğları Yehoşafatı görünce dediler: İsrail
kıralı budur! ve ona karşı cenketmek için o tarafa döndüler; ve Yehoşafat
bağırdı, ve RAB ona yardım etti; ve Allah onları ondan saptırdı.
32.
Ve vaki oldu ki, arabaların başbuğları onun İsrail kıralı olmadığını görünce
onun ardından döndüler.
33.
Ve bir adam nişan almadan yay çekti, ve İsrail kıralını zırhların bitiştiği
yerden vurdu; ve kıral arabacısına dedi: Dizgini çevir, ve beni ordudan çıkar;
çünkü ağır yaralandım.
34.
Ve cenk o gün arttı; ve Suriyelilere karşı İsrail kıralı akşama kadar kendi
cenk arabasında direndi; ve güneş battığı vakitlerde öldü.